Birazda Ansiklopedik Bilgiler;
Gülhane parkı,İstanbul'un en eski parklarından biridir. Sarayburnu, Topkapı Sarayı ve Çizme Kapısı arasında bulunan hafif eğimli alanda yer almaktadır. Gülhane diye anılmasının sebebi, içinde Topkapı Sarayı'nın gül bahçeleri olduğundandır.
Bizans döneminde askeri depoların ve kışlaların bulundugu Gülhane'ye daha sonra Mangana Sarayı yapılmıştır. Aynı zamanda bu çevrede Hagios Georgies Manastırı ve Panagia Hodegetria Ayazması'nın bulunması nedeniyle bu bölge kutsal sayılırdı.
İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Sarayburnu'nu surlarla çevirerek Çinili Köşk'ü yaptırdı. Burada güreş, cirit gibi eğlence ve gösteriler yapılırdı. Yapılan önemli gösterilerin anısına Gülhane'ye birçok nişantaşı dikildi.
III. Murad için Sadrazam Sinan Paşa buraya ünlü İncili Köşk'ü yaptırdı. Gülhane'deki bahçelerin ve sarayların temizliği için Bostancı Ocağı'ndan Gülhane Ocağı denen bir bölük ayrılmıştır.
İstanbul'da ilk ciddi imar çalışmaların yapıldığı 1776 yılında Fransız Kauffer'e yaptırılan imar kapsamına Gülhane'de alındı ancak uygulamaya geçilemedi.
1839 tarihinde Tanzimat Fermanı'nın Gülhane'de okunmasından dolayı, bu fermana; Gülhane Hattı Humayunu da denir.
II. Abdulhamid 1880'lerde ilk büyük müzenin burda yapılmasına izin verdi. Müze-i Humayun'un yapılması sırasında bahçe düzenlemesi yapıldı ve müzeyle birlikte halka açıldı.
Atatürk, 24 Kasım 1928'de Gülhane'de düzenlenen törende "Başöğretmen" sanını alarak Latin harflerini halka tanıttı ve burada ilk dersini verdi.
Öncesini merak ediyorsanız ;
Bizans döneminde askeri depolar mevcuttu bu toprakta, sonra değerini bilen çıktı Mangana Sarayı yapıldı. Hagios Georgios Manastırı ile Panagia Hodegetria Ayazması da yakınlarda olduğundan, aslında kutsal bir toprak parçasıydı sözünü ettiğimiz.
Fatih gemileri karadan geçirmek suretiyle kentte yepyeni bir dönemi başlattığında Sarayburnu’nu surlarla çevirmekle kalmayıp, bir de Çinili Köşk ilave ettirdi içine. Tahta kaftanı değen değiştikçe, İncili Köşk, İshakiye Kasrı, Mermer Köşk, Gülhane Köşkü izledi onu.
Fakat Topkapı Sarayı gözden düşüp de padişahlar Dolmabahçe Sarayı’na prim vermeye başlayınca, Gülhane’nin de fiyakası azaldı. Köşkler yıkıldı ve hatta sökülen ağaçlar oldu.1839’da tarihe “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” olarak geçen Tanzimat Fermanı’nın, bizzat Mustafa Reşit tarafından halka hitaben okunması, Gülhane Parkı’nı yeniden getirdi akıllara.
Osmanlı Devleti’nin siyasal, toplumsal ve ekonomik alandaki yeniliklerini halka duyurmak için seçtiği yer burasıydı; Abdülmecid Gülhane Kasrı’ndan olan biteni gözlüyordu. Sonrasında II. Abdülhamid’in 1880’li yıllarda ilk büyük müzenin yapılması için uygun gördüğü yer yine Gülhane Parkı oldu. Sonra zaten Osmanlı’nın hali mi kaldı ki, Gülhane ile ilgilensin...
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder