Yeşilin Ortasına Kurulan Şehir
“Su sesi ve kanat şakırtılarından
Billûr bir âvize Bursa’da zaman…”
Billûr bir âvize Bursa’da zaman…”
Bursa bölgesi, İ.Ö. 4. yüzyılda Bithynia Devleti kurulana dek, çeşitli kolonilerin ve ülkelerin egemenliğinde yaşamıştı. Ünlü Herodot Tarihi’ne göre, o tarihte Bursa ve civarında var olan tek kent, Cius’tur. (Gemlik) Cius kentinin kuruluşu İ.Ö. 12. yüzyıla kadar uzanır. Apamea (Mudanya) kentinin ise, İ.Ö. 10. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Uluabat Gölü’nün üzerinde bir adada bulunan Apollonia’nın (Gölyazı) da, İ.Ö. 6. yüzyıldan önce kurulduğu sanılmaktadır.
Kazı Çalışmaları
İ.Ö.2. yüzyılda M.Kemalpaşa yakınlarındaki Melde Tepesi’nde antik Miletopolis kenti, 356 yılında Orhangazi’de Basilinopolis kenti, Sölöz köyünde Pythopolis, Yenişehir’de Otroia, Orhaneli’de Adriani, Karacabey´de Kremastis, Eşkel’de Daskylium, Çekirge´de Plai, Kurşunlu’da Brillos, İznik’te Nicaea antik kentleri kurulmuştu. Bursa’nın kent statüsüne yükselip çevresinin surlarla çevrilmesi, Bithynia kralı I. Prusias (İ.Ö. 232-192) döneminde gerçekleşmişti. Kartaca kralı Hannibal, Roma imparatoru ile yaptığı savaşı kaybedince, askerleriyle birlikte I. Prusias´a sığınmıştı. Hannibal, I. Prusias tarafından büyük itibar görmesi üzerine, onun onuruna Bursa kentini kurmuş ve kente bu nedenle Prusa adı verilmiştir.
İ.Ö. 74 yılında Roma’ya bağlanan Bithynia Krallığı, uzun yıllar Roma egemenliğinde kaldı. Önce Romalılar, sonra da Bizanslıların bir ili olarak varlığını sürdüren Bursa ve civarı 19. yüzyıla kadar Bithynia adını korumuştu. Hatta Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra kurulan Beyliklerle birlikte Osmanlı Beyliği de, Bursa bölgesinde kurulduğu için, yabancı kaynaklarca Bithynia Beyi veya Krallığı olarak anılmıştı.
Ulucami
Uygarlığın Ayak İzleri
Uygarlıklar beşiği Anadolu’nun cennet köşelerinden Bursa ve çevresi, çok eski çağlardan beri yerleşimlere sahne olmuştur. Bölgede eski yerleşim alanlarının yarattığı uygarlıkların günümüzden 7 bin yıl öncesine gittiği, Ilıpınar Höyüğü kazılarında ortaya çıkmıştır. Höyükte yapılan kazılar sonucunda, İ.Ö. 5200 yıl öncesine dek inen yerleşim alanı bulunmuştur. Bursa’nın 7 km kuzeyinde Demirtaş nahiyesinin 2,5 km güneyinde, 90 m. çevresi, 5 m. yüksekliği olan Demirtaş Höyüğü yer almaktadır. Bu höyükte, genellikle elde yapılan, az miktarda da çarkta yapılmış olan kâse, küp ve testilere ait seramik parçaları bulunmuştur. Bunlar erken bronz çağından kalmış olup M.Ö. 2500’lü yıllara tarihlenir.
M.Ö. 3 yüzyılda Bithynialılar ve Prusiaslılar tarafından kurulan kentin ilk adı Prusa olduğu bilinmektedir. Yazılı kaynaklarda Bithynia olarak da bilinen Bursa ve çevresinin en eski yerleşimleri İznik Gölü çevresindedir. Sadece İznik Gölü çevresinde, taş devirlerinde kurulduğu anlaşılan yedi önemli höyük bulunmaktadır. İnegöl kent merkezinde, Cumatepe Höyüğü ile 3 km doğusunda bulunan Doğutepe, Akhisar Höyükleri ile Yenişehir BabasultanHöyüğü tarih öncesi devirlere ait yerleşimleri işaret etmektedir.
Mitolojide Bursa
Bazı söylencelere göre Bursa önce Tahtalı köyünde kurulmuştu. Çok kudretli bir Sultan’ın, hasta zavallı bir kızı varmış. Söylenceye göre vücudu cüzamdan parça parça imiş. Hastalığı nedeniyle çok çirkin olduğu için taliplisi de çıkmamış. Bu nedenle babası, onu dilenci kılığında, dünyayı dolaşıp, kendi talihini araması için fırsat tanımış. Bu kız, tüm dünyayı dilene dilene dolaşmış, sonunda sıcak suların aktığı Bursa’ya gelmiş. Bu sularda bir süre yıkanınca, tüm hastalığı iyileşivermiş. Cüzamlı prenses, dünyalar güzeli olup çıkmış. O da, kendisine şifa veren bu ülkede oturmaya karar vermiş. İşte söylenceye göre, bu prenses Bursa kalesini yaptırmış.
Bir başka söylenceye göre de eski Bursa’yı Bergamalı bir çoban kurmuştu. Bir akşamüstü sürüsünden bazı hayvanları, kralın bahçesine girdiği için bilinmeyen bir ülkeye sürülmeye mahkûm edilmiş. Bu zavallı çoban da, bilmediği bir ülkenin karanlık ormanlarına dalıp yaşamaya başladığında, bu bilinmeyen ülkenin ne kadar da güzel olduğunu görüp bu cezaya sevinmiş. Her yer yemyeşil verimli ormanlar ve otlarla çevriliymiş. Çoban bu sürgün yerinde, bolluk ve bereket içinde, çok daha rahat bir yaşam sürmeye başlamış. Bu çobanın kurduğu köy zamanla büyüyüp büyük bir kent olmuş. İşte, çobanın kurduğu bu kent, Bursa’nın hemen batısındaki Tahtalı köyündeydi. Gerçekten de, söylencelerde olduğu gibi eski Bursa’nın bu köyde olduğu sanılmaktadır. Çünkü halen burada, kentin geniş kaleleriyle, eski yerleşimlere ait çok sayıda kalıntı çıkmaktadır.
Bursa’nın Fethi
Tayyare Sineması
Bursa'nın Zor Yılları | İşgalden Kurtuluşa Bursa
Yeşil Türbe
Osman Bey 1308 yılında Bursa, Kestel, Kite Ürünlü, Atranos (Orhaneli) tekfurlarının birleşmiş ordularını Dimboz (Erdoğan) köyü yakınlarında perişan edince, Bursa önlerine gelmişti. Bu tarihten sonra Bursa’yı kuşatarak gözlemek amacıyla biri Kükürtlü Hamamı karşısında, Ak Timur komutasında, diğeri eski Mollaarap Okulu yerinde, Balaban Bey komutasında iki kule yaptırmıştı. Bursa’nın arkasını güvenlik altına almak için 1325 yılında Orhaneli Kalesi fethedilince tekfur çaresiz kalarak 6 Nisan 1326 tarihinde Bursa’yı Orhan Bey’e teslim etti. Böylece Bursa, bir bakıma kılıçla değil, “vire” olarak anılan biçimde teslim yoluyla Türklerin eline geçmiştir. O dönemler de top ve tüfek olmadığından, kale ve hisarları düşürmek için kullanılan en önemli taktik, kaleleri kuleler vasıtasıyla gözetim altında tutarak giriş ve çıkışları engellemekti. Böylece kale halkını aç bırakarak, suyunu keserek kan dökmeden kentler ele geçiriliyordu. Bursa’nın ele geçirilmesinde de “vire” denilen bu metot uygulanmış, aç ve susuz kalan halk, Tekfur’a karşı ayaklanmış ve şehir kan dökülmedenOsmanlılara teslim edilmişti.
Tayyare Sineması
Bursa'nın Zor Yılları | İşgalden Kurtuluşa Bursa
Osmanlı Devleti’nin yıkılmaya başladığı dönemde, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmişti. Yunanlılar önce İzmir ve çevresini işgal ettiler;ardından, 2 Temmuz 1920 tarihinde Mustafakemalpaşa ve Karacabey’i ele geçirdiler. 6 Temmuz’da ise Gemlik, İngilizler tarafından işgal edildi. Bursa, Osmanlı döneminden sonra en büyük acıyı Yunan işgali ile yaşandı. 8 Temmuz 1920 tarihinde Yunanlar Bursa’yı işgal ettiklerinde Bursa’yı korumakla görevli askerler silah ve cephane yetersizliğinden fazladirenememişti.
Yeşil Türbe
Bursa’nın işgali, sadece Bursa’da değil, tüm ülkede büyük üzüntü yarattı. Ankara’daki TBMM kürsüsü üzerine, Bursa’nın düşman işgalinden kurtuluncaya kadar kalmak üzere siyah bir örtü örtüldü. O tarihteki Bursa’da yaşayanların neredeyse üçte biri gayrimüslim olduğu için bazı Bursalılar çaresizlikten silahını alıp dağlara çıkmıştı. Kentte kalanlar da, Kuvayi Milliye için istihbarat çalışmaları yapıyorlardı.
Yunanların, Osman Gazi Türbesi’ne hakarette bulunmaları, manevi değerlerimize saldırmaları Bursalıların işgalcilere karşı daha da kinlenmesine neden oldu. Bursa 2 yıl, 2 ay 2 günlük işgalden sonra 11 Eylül 1922 günü kurtarıldı. Yunan askerlerinin şehirden çekilmesinde, Türk ordusu olduğu kadar, silahlı Bursalı milislerin de katkısı olmuştu. Yunan askerleri çekilirken bile insanlık dışı tavırlarını sergilemekten geri kalmadılar; birçok tarihi eser ve mekânı talan ettiler, tarihi Irgandı Çarşılı Köprüsü’nü bombalayarak yıktılar.
Atatürk ve Bursa
l Şubat 1938... Atatürk, Bursa'da Cumhuriyet Alanı'nda karşılanıyor. Sağ üst köşede "Atatürk Anıtı", sağda Işıklar Askeri Lisesi öğrencileri, Atatürk'ün sağında Başbakan Celal Bayar, kendisiyle konuşan Bursa Valisi Şefik Soyer.
Atatürk, milli mücadelenin merkezi olan Ankara’yı başkent yapmış olmasına rağmen, daha çok Bursa’da olmayı arzu ederdi, Bursa’yı çok severdi. Nitekim Atatürk’ün en çok ziyaret ettiği illerin başında Bursa yer almaktadır. Atatürk, 1922 yılından ölümüne kadar Bursa’ya iş ve dinlenmek amacıyla 18 kez gelmiştir. Atatürk’ün Bursa’ya yaptığı gezilerden bazıları, bir toplumsal dönüşümün ortamını araştırmak veya bir ekonomik atılımı gerçekleştirmek amacına yöneliktir. Örneğin O’nun 17-29 Ekim 1922, 20-24 Ocak 1923, 31 Ağustos - 11 Eylül 1924 ve 22 Eylül-8 Ekim 1925 tarihli Bursa gezileri, çağdaş cumhuriyete geçişin toplumsal tepkilerini sınamak ve Türk devrimine yeni ivmeler kazandırmak amacı ile gerçekleşmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder